Sen Şükrü Tunar ol, bende Zeki Müren olayım!

O bildiğiniz şarkıların sararmış notalarını gözlerimle gördüm.

19 Oca 2024 - 11:44 YAYINLANMA

Türk sanat müziğinin yaşayan efsanesi Diva Sayın Bülent Ersoy Hanımefendi ile birlikte, TV8 ekranlarında yayınlanan ve Demet Akalın ile Jess Molho'nun sunuculuğunu üstlendiği “Gel Konuşalım” isimli programa konuk olduk.

Bir gün sonra sunuculuğunu Müge Dağıstanlı Erdoğan ve yorumculuğunu Milliyet Gazetesi yazarı Ali Eyüboğlu’nun üstlendiği, yine TV8 ekranlarında yayınlanan magazin programı Aramızda Kalmasın bizi haber yaptı.

Usta gazetecilerden Ali Eyüboğlu, Bülent Ersoy’la birlikte Zeki Müren’in besteleri ile ilgili yaptığımız açıklamalarla ilgili konuştu. Ayrıca Eyüboğlu, canlı yayına MESAM’da kayıtlı olan Zeki Müren bestelerinin listesini getirdi.

Ali abiciğim, MESAM’dan aldığın o liste bizim anlattığımız konu ile ilgili değil.

Şimdi sana şöyle anlatmak isterim.

Sen Şükrü Tunar ol.

Bende Zeki Müren olayım.

Benim Allah vergisi bir yetenek olan bestekârlığım yok, sadece yorumcuyum.

Ama sen hem bestekârsın, hem de klarnet çalan çok iyi bir müzisyensin. Sahnelerde bana eşlik ediyorsun, başka sanatçılara eşlik ediyorsun ve bestelerini birçok sanatçı radyoda ve plaklarda okuyor.

Hatırlarsanız Zeki Müren ilk plak çalışmasında “Bir Muhabbet Kuşu” isimli Uşşak eseri yorumlamıştı. O zaman plakta ve notada şarkının bestesi Şükrü Tunar olarak geçmişti.

Tabii Zeki Bey o dönemde henüz genç ve daha şöhretin çok başında olduğu için, Şükrü Tunar’a öyle bir teklif götüremez.

Ali abiciğim, senin bestenle tanınıyorum, gazino yılları başlıyor, sen bana sahnede eşlik ediyorsun, iyice şöhret oluyorum ama ben bestekâr da olmak istiyorum.

Sana bir teklifte bulunuyorum.

Sen benim kadar para kazanamıyorsun, maddi durumum çok iyi değil ama bestelerin Türkiye’de çok ses getiriyor.

Okurlarımız için şunu da belirtmek isterim. Güfte ve beste deyince karıştırılabiliyor.

Güfte şarkının sözleri yani şiiridir. Beste ise şarkının müziğidir.

Bir gün sana, “Ali Bey, sizin paraya ihtiyacınız var, gelin sizinle bir anlaşma yapalım, kabul ederseniz size yüklü miktarda para vereceğim. Ben sizin bestelerinizin arasından beğendiklerimi seçeyim ancak söz ve müzik Ali Eyüboğlu değil, Onur Akay yazsın.” diyorum.

Siz de düşünüyorsunuz ve kabul ediyorsunuz.

Siz yeni bestelerinizi yaptığınızda el yazınızla notaya alıyorsunuz, notalarda söz ve müzik Ali Eyüboğlu yazıyor. Onları bana okuyorsunuz ve ben beğendiğim şarkınızı seçiyorum ve yeniden notaya alınıyor, bu sefer nota söz ve müzik Onur Akay olarak değiştiriliyor. Siz paranızı alıyorsunuz, bende satın aldığım eseri plağa okuyorum ve plakta söz ve müzik Onur Akay yazınca, bestekâr olarak da ün yapmaya başlıyorum. Ancak şiir yazma yeteneğim var ve zaman zaman da şiirler, şarkı sözleri yazıyorum. Yine şarkı sözü olmasına uygun şiirlerimi siz besteliyorsunuz ama besteyi de yine bana satıyorsunuz. Yani söz Onur Akay müzik Ali Eyüboğlu olması gerekirken, söz ve müzik Onur Akay olarak notaya alınıyor.

Bu böyle siz vefat edene kadar devam ediyor…

Siz ölünce artık benden yeni besteler çıkmamaya başlıyor. Başka bestekârlarla böyle anlaşmalar yapmak istiyorum ama zaman zaman kabul edenler olsa da çok kişi sizin gibi bana şarkısını vermiyor.

Sizden sonra sadece yorumlamak için aldığım şarkılarla albümler yapıyorum.

Bir bestekâr için şarkısı insanın evladı gibidir. Yani herkes para ile satmaz!

Yeni bestelerim çıkmayınca bende ekranlarda Muzaffer Özpınar’ın bestesi Kahır Mektubu’nu bile, “bir besteciğim” diye anons etmeye başlıyorum.

Sonra bende rahatsızlıklarım ve kilom nedeniyle inzivaya çekiliyorum.

Ölümüme yakın “Gece Kirpikli Kadın” isimli bir şiir yazıyorum ve o şiiri İlyas Tetik’e besteletiyorum ve bu sefer aynı teklifi İlyas Tetik’e yapıyorum. “İlyas’cığım, söz ve müzik Onur Akay geçsin, sen de şarkıya düzenleme olarak adını yaz.” diyorum.

İlyas Tetik kabul ediyor, parasını alıyor ancak söz ve müzik Onur Akay olarak yeni notayı yazmadan önce, şiir zaten benim olduğu için söz Onur Akay, müzik İlyas Tetik olarak notere tasdik ettiriyor ve sonra yeni notayı yazıp bana getiriyor. Bende yine ekranlarda, “Şimdi sizlere son besteciğimi okuyacağım” deyip şarkıyı okuyorum.

Kısa süre sonra da vefat ediyorum.

Vefatımdan sonra şarkı başka sanatçılar tarafından da yorumlanıyor ve oldukça bilinen bir şarkı haline geliyor.

Ancak İlyas Tetik notere tasdik ettirdiği için bakın ne oluyor?

Zeki Müren’in son bestesi, “Gece Kirpikli Kadın”, önce söz ve müzik Zeki Müren olarak TRT’de ve albümlerde yayınlandı, sonra İlyas Tetik bestenin yani müziğin kendisine ait olduğunu ispat edince, notalarda ve TRT’de söz Zeki Müren, beste İlyas Tetik olarak değiştirilerek yayınlandı.

İşte o notalar:

Zeki Müren’in Şükrü Tunar’dan satın aldığı eserlere gelince, Zeki Bey o eserleri noterden tasdik ettirmiş olabilir. Ettirmemiş olsa bile, zaten plağa okunan eserler notere tasdik ettirilmiş gibidir.

Yani artık iş işten geçmiş…

İşte o eserler yıllar sonra MESAM kuruluyor ve orada kayda geçiyor.

Ali abiciğim, sana böyle bir örnekle anlatmak istedim. Ben 90’lı yıllardan bu yana MESAM asıl üyesiyim.

MESAM noter değildir!

MESAM’a gidip herkes bu benim bestem diye bildirebilir, üye olabilir. Öncesinde o besteyi satın mı aldı, yoksa Arap ülkelerinden mi çaldı, bir kısmını çalıp, bir kısmını kendi mi yaptı onu MESAM bilemez. Arabesk okuyan ve besteleri olan bazı çok ünlü isimler, o eserleri Mısır’dan Arap bestecilerden çalmıştır ve hepsi MESAM’da kayıtlıdır. Ben onları da yıllarca araştırdım. Bu isimleri yazsam ve Arap ülkelerinden o bestekârların varisleri veya kendileri dava açsa, çok sayıda ünlü Türk arabesk bestecisinin besteci olmadığına da şahit olursunuz.

Yani ancak bir mahkeme açılırsa MESAM Teknik Bilim Kurulu konuyu araştırır.

Ayrıca 2003 yılında kendisi ile röportaj yaptığım ve bir şiirimin bestekârı Suat Sayın da bana şöyle bir açıklama yapmıştı.

Bu röportaj, ilk önce Aydınlık Gazetesi’nde daha sonra ise Görmeden Sevmek isimli kitabımda yayımlanmıştı.

Gülten Gürses Akay - Suat Sayın - Onur Akay

Röportajda Suat Sayın’a, “Arap müziğinden alıntılar yaptığınızı söyleyenler oluyor. Bu konuda siz ne diyeceksiniz?” şeklinde bir soru yönelttiğimde Sayın, “Arap müziğinin tamamını alıp söz yazıyorlardı ve benim bestem diyorlardı. Ben esinleniyordum. Aldıysam bile dörtte üçünü ben besteliyordum.” ifadelerini kullanmıştı.

Gelelim Zeki Müren’le olan ortak eserime!

Ali abiciğim, Zeki Müren’le beste çalışması yapmadım ben. Dikkat ettiysen, Zeki Bey’in şiir yazdığını yani şair olduğunu bu yazımda belittim. Ben, 1990 yılında Zeki Müren’in yakın dostlarından şair Necla Ünal’ın sayesinde, bir Zeki Müren şiirini besteledim. Yani TV8 ekranlarında notasını gösterdiğiniz Gönlümdeki Bahar isimli Hicaz eserin sözleri Zeki Müren’e bestesi bana aittir.

Eser, TRT sanatçıları tarafından yorumlanmıştı.

Demet Akalın’ın programında Diva Bülent Ersoy’la beraber açıkladığımız, Aykut Işıklar’ın o yazısında geçen el yazısı ile yazılı notaları ise ben gözlerimle gördüm.

Bir önceki yazımda anlatmıştım.

Yani Şükrü Tunar’ın el yazısı ile yazılmış söz ve müzik Şükrü Tunar olan o notaları.

Mesela Şimdi Uzaklardasın isimli şarkının Şükrü Tunar tarafından el yazısı ile yazılmış notası ve üstünde söz ve müzik Şükrü Tunar yazıyordu…

Notalar sararmıştı…

Bunun gibi daha sonra birçok söz ve müzik sonradan Zeki Müren olmuş ve yıllardır sevilerek söylenen ve dinlenen o bildiğiniz şarkıların sararmış notalarını gözlerimle gördüm.

Hepsinde de söz ve müzik Şükrü Tunar yazıyordu!

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: