OnurAkayMedya/Gazete Cep

Muazzez Abacı’yı kaybettik! Hicran’ın sesi sustu, yüreklerde bir Muazzez sükût kaldı

Artık sesi göklere emanet oldu…

12 Kas 2025 - 23:39 YAYINLANMA

Onur AKAY

Hicran Muazzez Abacı… 

Hicran, çok fazla bilinmeyen diğer adıdır.

Hicran Muazzez Abacı’nın vefatı bir efsanenin sonu değil, sesinin sessizliğe evrilişidir. Artık onu değil, bıraktığı “ses yankılarını” dinleyeceğiz. Bir sanatçıyı ölümsüz kılan da budur zaten. Eserlerinin, bedenin ötesine geçip ruh ikliminde yol alması.

Türk sanat müziğinin unutulmayacak sanatçısı Muazzez Abacı, yalnızca güçlü bir ses değil, aynı zamanda bir duygu mimarıydı. Onu diğer efsanelerden ayıran şey, sesinin rengi, derinliği ve her bir şarkıya kattığı samimiyetti. O, notaların değil yürek titreşimlerinin sesiydi. Her bir şarkıyı okurken, sadece bir icracı değil, o şarkının içinde kaybolmuş bir 'ruh anlatıcı idi.

Sesi, bir konser salonunu kolektif bir hüzün ve teselli mabedine dönüştürürdü. Her klasik eserin altında yatan insani duyguyu en saf haliyle ortaya çıkarırdı. Onun yorumları, unutulmuş hislerimizin kazı çalışması gibiydi.

Dinlerken kendi kayıp hikâyelerimizi bulurduk.

Muazzez Abacı sahnede bir “acı işçisi” gibi çalıştı. Her konser, dinleyicisinin yüreğine gizli bir mektup ve bazen bıraktığı bir veda masalıydı. Sesi ise kırgınlıkları tamir eden görünmez bir nakıştı.

Zeki Müren’in “gönül hicranla doldu” dediği yerde, Hicran Muazzez Abacı o hicranı alıp “Sabâ kokulu bir sükûnete” dönüştürürdü. Artık sesi göklere emanet oldu. Müzik tarihinde kadın sesi denince akla ilk gelenlerden olacak. Çünkü Abacı, sadece söylemedi, yaşattı!

Türk sanat müziğinde Zeki Müren “Sanat Güneşi”, Bülent Ersoy “Diva” idi. Peki ya hicranı sesle dokuyan, aşkı sesten bir mabede dönüştüren Hicran Muazzez Abacı?

O, “Yüreğin Son Sesi”ydi!

Sesi zamanın ötesine işlenmiş bir hatıra oldu.

Türk sanat müziği ayaklı kütüphanesini kaybetti.

O buğulu sesi gönlümüzde hep yaşayacak olan Muazzez Abacı’ya veda benim için çok zor.

Küçük bir çocukken, “Büyüyünce onunla evleneceğim!” diye tutturduğum, yıllar sonra karşısına geçip “Benimle evlenir misin?” diye sorduğum bir efsaneydi o.

Gülümsedi, o anne şefkatiyle sarıldı. Şimdi o gülüş, bir anı…

Bu fotoğraf 90’lı yıllarda çekildi. Bostancı Gösteri Merkezi kulisinde, rahmetli Cemal Safi’nin dizelerinden bestelediğim şarkımı ona okudum. Dinledi ve “çok güzel” dedi. Kulisten çıkarken objektiflere takılan bu fotoğraf, işte o anın hatırası…

Bedenler fani sesler bakidir. Hicran Muazzez Abacı da sesiyle, Türk sanat müziğinin gökyüzüne kazınmış bir yıldız haritasını bıraktı. Şimdi o haritaya bakarak kaybettiğimiz cennetin sesini arayacağız.

“Seninle cehennem ödüldür bana, sensiz cennet bile sürgün sayılır” (Cemal Safi)

Mekânın cennet olsun, hem de sende vücut bulmuş o ezgilerle dolsun büyük Muazzez Abacı…

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: