İBB Başkan Adayı Selim Kotil, tiyatro oyununda rol alacak!
Seçim şarkısının sözlerini kendisi yazan, hem şair, hem tiyatrocu bir başkan adayı...
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı, prova yapıyor ve tiyatro sahnesinde seyirci ile buluşacak. 28 Mart’ta, hem de seçime günler kala sahneye çıkacak. O, seçim şarkısının sözlerini kendisi yazan, hem şair, hem tiyatrocu bir başkan adayı. BTP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Selim Kotil, yerel seçimlere günler kala beni seçim bürosuna davet etti ve sanata, sanatçıya ve İstanbul’a olan kültür ve sanat projelerini anlattı.
Tiyatro severler hangi oyunda sizi izleyecek?
28 Mart Perşembe günü ‘Ah Süreyya’ oyununda misafir oyuncuyum. Seçim öncesinde provaya katılacağım ve misafir oyuncu olarak rol alacağım.
Daha önce tiyatroda oynadınız mı?
Ben yıllarca tiyatroda oynadım. Tiyatro benden utangaçlığımı kaldırdı, tiyatro benden insanlarla iletişim kurmamı sağladı.
Tiyatro ile ilgili projeleriniz neler?
Onur Bey, belediye her ilçede tiyatro alanları açacak sonra bu alanları özel tiyatro ile uğraşan tiyatrocularımıza hizmet olarak verecek ve belli bir kısım biletini belediye garanti edecek, ben alıyorum diyecek. Yani onların yaşayacakları, hayatta kalacakları, en azından temel ihtiyaçlarını karşılayacakları kadar maddi desteği verecek, aldığı o biletleri o yöredeki liselere, öğrencilere bedava dağıtacak ve gidip tiyatro izleyin diyecek. Belediyenin tiyatroyu kendi kontrol altına alması doğru değil. O zaman işin içine siyaset giriyor, o zaman işin içine ideoloji giriyor. Bize düşen vazife kamu bu hizmeti sunacak, isteyen özgürce istediği anlayışı orada sergileyecek ve kimseyi ötekileştirmeden.
Belediye bileti nasıl garanti edecek?
Örneğin 300 kişilik sahne varsa oranın 30 kişilik biletini belediye alacak ve o insanların ekmek teknesi dönecek. Böylece biz tiyatroyu herkese sevdireceğiz, sanatı herkese sevdireceğiz. Hem de öğrencilerimizi tiyatro ile barıştıracağız. Şehir Tiyatroları’nın ötesinde çok daha geniş özel tiyatrolarında hayat bulacağı bir ortam oluşturacağız. Niye İstanbul’da on binlerce insan tiyatro ile uğraşmasın? Gençler bir araya gelsin tiyatro oynasınlar, belediyemiz destek olsun.
“FAZIL SAY’LARIN YETİŞTİRİLMESİNE BU PARAYI HARCAYACAĞIM”
Sanata yetenekli gençlerle ilgili düşünceleriniz var mı?
Sanat Allah vergisi bir kabiliyettir. Zorlama ile elde edilmesi mümkün değil. Belediyenin bütçesi 850 milyon TL yandaş vakıflara aktarılıyor. Ben bir kuruşunu onlara vermeyeceğim. 200 bin öğrenciye ayda 500 liradan burs vereceğim. 200 bin üniversite öğrencisi ayda 500 liradan 7 ay burs 700 milyon TL. Geriye kaldı 150 milyon TL. 150 milyon TL ile bir fon oluşturacağım ve buradan Fazıl Say’ların yetiştirilmesine bu parayı harcayacağım. Musikide, sanatta edebiyatta nice kabiliyetli gençlerimiz var ama bunlara biz destek olamıyoruz. Bu insanlar ya kör olup gidiyor ya da yurt dışına kaptırıyoruz. Bu kabiliyetlerin ortaya çıkmasını sağlayacağız.
Türkiye’nin önde gelen sanatçılarının siyaset adına yanlışları var mı sizce?
Bugün hiç sevmediğim bir uygulama var. Türkiye’nin önde gelen sanatçıları siyasetin adeta güdümüne girmiş durumda. Siyaset adına konuşuyorlar ve çok yanlış. Niye bunlar oluyor? Şimdi sanat camiasının para kazanması kolay değil. Böyle olduğu için siyaset bu insanları kendi ideolojisi ve fikirleri doğrultusunda kullanıyor ve çok yanlış.
“BİZE DÜŞEN VAZİFE LEVENT KIRCA’LARA DESTEK OLMAKTIR”
Sanatçılar sizi eleştirirse nasıl karşılarsınız?
Bir sanatçı çıkıp ben belediye başkanıyken beni eleştirmeli ve ben o yaptığı eleştiriye gülmeliyim, yine maddi olarak o sanatçıyı desteklemeliyim ki topraklarımızda demokrasi yeşersin. Kaç tane Levent Kırca çıkar ki dünyada? Bu kadar değerli bir insan ne muhalif? Olacak tabii. Yanındaki 40 bin tane yalakadan 40 bin kat daha kıymetlidir bir Levent Kırca. Bize düşen vazife Levent Kırca’lara destek olmaktır, önünü açmaktır. Gelsin beni eleştirsin, ben bundan mutluluk duymalıyım, tebessüm etmeliyim. Sanatçı beni eleştirdiği zaman ben onu tebessümle dinleyebiliyorsam, o zaman toplumda birlik ve beraberlik vardır. Biz bunu sağlamak zorundayız. Sanatçının olmadığı ortamda toplumun sesi kısılmış demektir. O yüzden sanatçılarımızda üzerlerindeki vazifenin farkında olacaklar. Toplum kendine örnek aldığı kişilerin peşinden gider.
“HALUK LEVENT’LE ÇALIŞIRIM”
Sizce sanatçı nasıl olmalı?
Bir Haluk Levent… Takdir ediyorum ben Haluk Bey’i. Çok güzel işler yapıyor. Toplumsal birçok projeye imza atıyor. Ben bugün belediye başkanı olayım Haluk Levent’le beraber çalışırım. Gerçek sanatçıların zatıâliniz gibi toplumda önde olması lazım. Çünkü sanatçı duruşuyla ve kişiliğiyle gençlere örnek oluyor. Onun için biz sanatın toplumun en önemli direklerinden biri olduğunun farkındayız.
“GENÇLER BURAM BURAM ATATÜRK’Ü KOKLAYACAK”
Atatürk’le ilgili açık hava müzesi projenizi anlatır mısınız?
Mustafa Kemal Atatürk bu milletin atasıdır. Her şeyimizi biz ona borçluyuz. Bu topraklarda eğer varsak, manda ve himaye altında değilsek, hür ve bağımsızsak, namusumuzu, dinimizi, malımızı koruyabiliyorsak bunu Mustafa Kemal’e borçluyuz. Gençlerin kendisine örmek alacağı en büyük idol Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk’le gençlerimizi buluşturacağız. Dünyanın en büyük açık hava müzesini yapacağım. Verirlerse Atatürk Havalimanı, vermezlerse başka bir yerde… Minyatür halinde Atatürk’ün doğduğu yer, Kur’an öğrendiği yer, gittiği mektep, Trablusgarp'taki savaştığı cepheden bir görüntü, Kayseri uçak fabrikası, açtığı şeker fabrikalarından örnekler, Sivas kongresi, Erzurum kongresi... Bunları gençler görecek. Kocaman bir yer olacak. Onun içerisinde oyun parkları da olacak, eğlence yerleri de olacak, lokantalar da olacak. Yani gençler buram buram Mustafa Kemal Atatürk’ü, atasını koklayacak ve hissedecek.
Seçim Şarkınızın sözlerini siz yazmışsınız ve şiire olan ilginizi de biliyorum…
Şairlik var, oyunculuk var, fizik var, matematik var, bilim var, benim tek beceremediğim Onur Bey ses. Sizdeki kabiliyet bende yok.
Şiirlerinizi okumak ve bestelemek isterim…
Gurur duyarım, benim için şereftir ve çok mutlu olurum. Genel Başkanımızda katıldığı etkinliklerde sanat müziğinden birkaç beste okur. Aslında lider halkın içindedir, halkıyla bir bütündür ve halkını yansıtır. Biz halkın kendisiyiz. Lider rol yapmaz. Her zaman insanların gönlüne dokunmak isterim. Sanat ve sporla uğraşmayan insanlardan idareci olmaz. Muhakkak bu yönlerinin gelişmiş olması gerektiğini düşünüyorum.
Sanata ve sanatçıya verdiğiniz değeri nasıl göstereceksiniz?
Asıl turizm sadece sahillerde otel yapıp, yazın denizde yüzmek değildir. Turizmin bazı temelleri var. Biz festival merkezi yapabiliriz. Bizim kendimize ait değerlerimiz var. Bu değerlerimizi bütün dünya ile buluşturabiliriz. Dünya kendinde olmayan farklı şeyleri arıyor. Her toplumun, her medeniyetin kendine ait bir yaşam tarzı, bir kültürü vardır. Musikisi vardır, yemek tarzı vardır. Bunlar insanların ilgisini çeker. Deniz her yerde var ve insanlar her yerde denize girebilir ama bir Itri’yi her yerde dinleyemez. Biz bize ait olanı festivallerle birlikte bütün dünyaya tanıtırsak, o zaman bütün dünyanın en kaliteli turistlerini çekeriz ve 365 gün bunu yaparız. Yani güneş var turist var, güneş gitti turist gitti anlayışı ortadan kalkar. Hem de sanata ve sanatçıya verdiğimiz değeri gösteririz. Bugün kemanda, piyanoda dünyanın en meşhur insanları bizde ve biz niye bu insanları desteklemeyelim? Neden festivallerin önünü açmayalım? Dünya bize hem kendi musikisinde en iyi olduğumuz için hayran, hem kendimize ait farklı bir tarzımız olduğu için hayran. Bunu desteklemek hem ticari olarak hem de kültürel olarak doğru.