Mutlu yıllar Onur Akay ve benim Onur’um!
Bir varmış bir yokmuş, develer tellal iken pireler berber iken ve geçmişte günlerden bugün iken sen doğdun. Sonra büyüdün, varlığın ve yeteneklerinle, harika kişiliğinle, duygusallığın ve zarafetinle bitmeyen başarıların, zekanla, nüktedan kişiliğinle çevren ve ülkemiz için olduğu kadar benim için de büyük anlam kazanmaya başladın. Ne kadar değerli ve özelsin bebeğim. Ve yine günlerden bir gün önce benim TV konuğum oldun ki büyülendim, İstanbul Ağlıyordu’ya hani senin sesinden? Aslında dünya ağlıyordu. Ah ben de tutamadım kendimi bir tanem. Sana sevgim, senin o kocaman kalbinin bir köşesinden çevreye akan sevgin ve anlayışından, hayata verdiğin sonsuz değerden ötürü, senden ötürü yani. Sen öyle kuşattın beni de işte. Sonra arkadaşım, sonra program partnerim, sonra arayıp soranım, sonra nikâh şahidim ve şimdi ben senin gazetende yazarın oldum. Bir adaya gitsem yanımda olmasını istediklerimden biri de sensin… Dert ve neşe ortağım. Çok yaşa, mutlu yaşa, doğum günün kutlu olsun.