Muazzez Abacı için son veda: Sanatçı için tören düzenleniyor...
Türk sanat müziğinin unutulmaz sesi Muazzez Abacı, vefatının ardından düzenlenen törenlerle bugün son yolculuğuna uğurlanıyor. Sanatçının naaşı, yarın Ankara'da kılınacak öğle namazının ardından ebedi istirahatgahına defnedilecek.
Türk sanat müziğinin çınarı Muazzez Abacı için veda töreni bugün gerçekleştiriliyor. New York'ta geçirdiği kalp krizi ve ardından gelişen komplikasyonlar nedeniyle 12 Kasım'da hayatını kaybeden usta sanatçı, son yolculuğuna uğurlanıyor.

Sanatçıyı son kez uğurlamak için ilk tören, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenleniyor. Ünlü sanatçının kızı Aslı Saba Abacı ve torunu Sera Anderson taziyeleri kabul ediyor...

CANIM ANNEANNEM SENİ ÇOK ÖZLEYECEĞİM
Ünlü sanatçının torunu Sera Anderson, yaptığı konuşmada duygusal anlar yaşadı: "Hepinizin anneanneme olan sevginiz için teşekkür ederim. Çocukken bu sevgiyi biliyordum ama bu kadar çok sevildiğinden haberim yoktu. Anneannem sebebiyle ben de Türküye’yi, Türk olmayı ve Atatürk’ü çok sevdim. O Türkiye’nin büyük sanatçısı, benim de canım anneannemdi. Bana her akşam meyve tabağı yapar, çorap giymemi söyler, birlikte annem yeter deyinceye kadar alışveriş yapardık. Arkadaşlarımla yakından ilgilenirdi. Onların da anneannesiydi. Maçlarımıza gelir, bize yemekler yapar, sevinçlerimize ortak olurdu. O, yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde çok sevildi. Muazzez Abacı anneannelerin en iyisi, en güzeliydi. İsmi hep dillere, müziği ve ismi hep kuşaklarda olacak biliyorum. Canım anneannem seni çok seviyorum ve çok özleyeceğim.”
KIZI ASLI SABA ABACI: Muazzez Abacı sevenleri, Varlığınızla onu çok mutlu ettiniz. Benim çanım annem beni öyle sevdi, öyle iyi yetiştirdi ki onun için ne yapsam azdı. Ben de ona layık olmaya çalıştım. İnsanları çok severdi. Akıllı, itikatlı ve hayat doluydu. Atatürk’ü, müziği, eğitimi, helal kazanmayı, alışverişi çok severdi. Çalışmadığı zamanlarda evinde olmayı çok severdi. Bana babamı ve Hasan Heybeli’yi kazandırdı. Annem evinde geçirdiği kazada ayağı kırıldıktan sonra ABD’ye geldi. Pandemiden sonra bir daha ayrılmadık. Onu bırakmadım. Ayrı geçirdiğimiz yılların acısını çıkarmak istedim. O sizleri çok özledi. Ama ben o hasret dolu yılların acısını çıkarmak için onu Türkiye’ye göndermedim. Keşke daha uzun yıllar birlikte olabilseydik. Daha uzun yıllar bize ulaşmaya devam edecek. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan’a, Kültür Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’a, New York ve Washington başkonsolosluklarına çok teşekkür etmek istiyorum. Annemin can dostu Seda Akay’a, ona bir evlat gibi olan menajeri Tamer Budak’a teşekkürler., Annem çok özel ve güzel bir insandı. İyi ki onun evladıyım, iyi ki benim annemdi. O sevenlerin hepsine teşekkür ediyorum.

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY: Bugün burada efsane sesimiz, gönüllerimizde taht kurmuş Muazzez Abacı’yı uğurluyoruz Güçlü sesiyle her şarkıyı duygu seline dönüştüren, duruşuyla zarafetiyle tarihe adını altın harflerle yazdıran bir sanatçıydı. Her şarkıda, her notada kalplerimize dokundu. 1998’de devlet sanatçısı oldu ama şarkılarıyla her kuşağın gönlünde taht kurdu ve haklın sanatçısı oldu. Halkımız onun şarkılarında kendi hikayelerini buldu, Muazzez Abacı bir kültürel miras, bir müzik abidesi oldu. Muazzez Abacı doğum gününde hayatını kaybetti. İlk adı da Hicran’dı. Biz de bugün ona bu duyguyla veda ediyoruz. Onun sesi Türkiye’nin dört bir yanında yankılanmaya devam edecek. Gerçek sanatçılar her zaman gönüllerde yaşamaya devam eder. Onun yokluğunda büyük bir boşluk hissedeceğiz ama eserleri genç sanatçılara ilham olmaya devam edecek. Tüm sevenlerine, ailesine, sanat camiasına bağ sağlığı diliyorum ruhu şad mekanı cennet olsun.

ORHAN GENCEBAY: Allah gani gani rahmet eylesin kardeşime. O en üst düzey yorumcularımızın başında gelirdi. Kısmet bana imiş. Kervan Plak’ta 1973 yılında stajyerliğini bitirip program yapan arkadaşlardan beğendiklerimizi firmamıza almak istedik. Muazzez Abacı’yı izledik ve onu almamız gerekiyor dedik. Birlikte çalıştık. Ona herkes hayran kaldı. Çünkü harika bir yorumcuydu. Her okuduğu eseri on numara okurdu ama kendisi beğenmezdi. Böylesine titiz biriydi. Son derece üzgünüz. Çok çalıştı, çok başarılı oldu. Şehitlerimize de gani gani rahmet diliyorum. Halkımıza baş sağlığı diliyorum. Kardeşim, nur içinde yat...

MUAZZEZ ERSOY: Bugün merhaba demek çok zor benim için. O efsane bir ses, yeri doldurulamayacak bir sanatçıydı. Büyük bir duayendi. Onu hep kalbimizde yaşatacağız. Eserleriyle yaşatmaya devam edeceğiz. Onun adını onurla taşıyarak devam edeceğim. Mekanı cennet olsun, nurlar ve güzellikler içinde uyusun inşallah.

EMEL SAYIN: Hepimizin başı sağ olsun. Çok zor bir an, konuşmak zor. Aklıma en çok Muazzez’le ilk tanıştığımız an geliyor. Ankara Radyosunda 1967 veya 68’de, ben İstanbul’a adım atmak üzereyken imtihan açıldı. Hiçbirini tanımıyorum. Bir gün büyük usta Mustafa Erses dedi ki sana bir ses dinleteceğim. Yanında bir genç kızla geldi, stajyer bir kız, tatlı bir gülümsemeyle. Muazzez Abacı dedi. O kadar sıcak ve sevimliydi ki. Muazzez bir şarkı söyler misin dedi. Tabii, dedi. Kalbim yine üzgün, seni andım da derinden. O güzel şarkıyı söyledi. Dondum kaldım. Muhteşem bir ses. Allah’ım Türk Sanat Müziğine yeni bir yıldız geldi dedim. Kendisine de söyledim. İyi şanslar diledim. Bizim arkadaşlığımız sonuna kadar sevgi ve saygı çerçevesinde devam etti. Yakından tanıyanlar bilir çok iyi yürekli, çok doğal, güzel bir insan, güzel bir arkadaştı. Ne anılarımız var. Onlar benimle birlikte yaşayacak. O olmasa da onun güzel sesini aynı hayranlıkla dinleyeceğiz. Canım Muazzez’im… Hepimizin başı sağ olsun.

Abacı'nın naaşı, AKM'deki merasimden sonra Ankara'ya götürülecek. 17 Kasım Pazartesi günü Kocatepe Camii'nde kılınacak öğle namazının ardından, Cebeci Asri Mezarlığı'nda toprağa verilecek.

Cenaze Dün İstanbul'a Getirilmişti
Gerekli resmi işlemlerin tamamlanmasının ardından Abacı'nın naaşı, dün Türk Hava Yolları tarafından Washington'dan İstanbul'a taşınmış ve ailesine teslim edilmişti.

Bir Yıldız Böyle Sönmüştü
Muazzez Abacı, kızını ziyaret için bulunduğu ABD'nin New York kentinde 5 Kasım'da kalp krizi geçirmişti. Müdahale edilerek stent takılan sanatçı, daha sonra böbreklerinde oluşan bir komplikasyon sebebiyle yoğun bakıma alınmış, tüm çabalara karşın 12 Kasım'da, doğum gününde hayata gözlerini yummuştu.

Müzik Dünyasının Kraliçesiydi
Kariyerine küçük yaşlarda adım atan Abacı, henüz yedi yaşındayken dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakanı Adnan Menderes'in huzurunda şarkı söylemişti. 1967'de Ankara Radyosu'na stajyer olarak girerek profesyonel müzik hayatına başlayan sanatçı, "Silemezler Gönlümden" ve "Bir Sen Kaldın İçimde" gibi eserlerle kısa sürede geniş kitlelere ulaştı.
Sadece 25 yaşındayken Bebek Maksim Gazinosu'nda assolist olarak sahne alarak bir ilke imza attı. Gösterişli kıyafetleri ve saç modelleriyle de popüler kültürün bir parçası haline gelen Abacı, 1990 yılında çıkardığı "Vurgun" albümü ile yeniden zirveye oturdu. Sanatçı, 1998'de Kültür Bakanlığı tarafından "Devlet Sanatçısı" unvanına layık görüldü.
Hareketli Özel Hayatı ve Büyük Aşkları
Sanat yaşamındaki başarının yanı sıra özel hayatıyla da sıkça gündeme gelen Muazzez Abacı, üç kez evlilik yaptı. İlk evliliğini polis memuru Abdurrahman Abacı ile yapan ve bu evlilikten kızı Saba'nın annesi olan sanatçı, daha sonra avukat Atilla Kurtbaş ile hayatını birleştirdi.
En çok konuşulan evliliği ise kabadayı lakaplı Hasan Heybetli ile oldu. Bu ilişkisi inişli çıkışlı bir seyir izleyen çift, iki kez evlenip ayrıldı.

Abacı, geçmişte verdiği bir röportajda, "Evlilikti, hepsi güzeldi. Kötü taraflarını tortu gibi içimde tutmuyorum" diyerek bu ilişkilere olan bakış açısını özetlemişti. Türk sanat müziğine unutulmaz bir miras bırakan Muazzez Abacı, ardında milyonların yüreğine dokunan bir ses ve unutulmaz anılar bırakarak aramızdan ayrıldı.
- Türk Sanat Müziği
- Muazzez Abacı
- devlet sanatçısı
- Muazzez Abacı vefat
- Muazzez Abacı cenazesi
- Kocatepe Camii
- Cebeci Asri Mezarlığı
- Saba Abacı