“Gazino hayatını Bülent Ersoy bitirdi”

15 Oca 2018 - 11:29 YAYINLANMA

İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı, Ses Eğitimi Bölümü mezunu olan Çağdaş Suseven, konservatuvarda Prof. Dr. Alâeddin Yavaşça ve Bekir Sıdkı Sezgin gibi, Münir Nurettin Selçuk ekolünün en önemli temsilcilerinin öğrencisi oldu. Müzeyyen Senar, Behiye Aksoy, Sevim Tuna, Emel Sayın ve Bülent Ersoy gibi çok sayıda önemli sanatçıya vokal yapan Çağdaş, 2000 yılında ilk stüdyo albümünün ‘Leyla’ isimli çıkış şarkısıyla, ‘Yılın Türk Sanat Müziği Sanatçısı Ödülü’ne layık görüldü.

Çağdaş Suseven, şimdilerde ise müzik öğretmenliği ve Dr. Arif Şanlı Musiki Derneği Ataşehir Korosu’nun şefliğini yapıyor.

Çağdaş, Türkiye’nin en genç erkek şeflerinden…

Geçtiğimiz Aralık ayında, Uluslararası Engelliler Günü nedeni ile Diyabetliler ve Engelliler Derneği ve 351 Dernek adına Rumeli Balkan Güç Birliği Platformu bana ‘Yılın Sanatçısı Ödülü’nü verince, kutlama için dostlarımla Çağdaş’ın sahne aldığı Moda Spor Kulübü’ne gittim. Zeki Müren’i hatırlatan muhteşem sahne performansı ve repertuarı ile bizlere unutamayacağımız bir gece yaşattı. Mutlaka izlemeye gitmelisiniz. 9 yıldır aynı mekânda sahneye çıkması da zaten başarısının en büyük kanıtı. Birlikte sahnede düet yaptık ve program sonrasında sohbet ettik. 2000 yılında çıkan Çağdaş gitmiş, sanki yerine bir jön gelmiş. Sesinde Zeki Müren tadı vardı ama sakallı görüntüsü ile beni çok şaşırtmıştı.

Daha sonra Çağdaş’ı, Nursel Eroğlu ile sunduğum televizyon programım Dünden Bugüne Nağmeler’e konuk aldım. Çağdaş çekimlere kendi kullandığı motorla gelince, daha çok şaşırdım ve bir an Zeki Müren’in motor kullandığını düşündüm. Ayrıca Çağdaş’la çok keyifli geçen bir program sonrası, sizler için söyleşi yaptık.

Konser, sahne ve albüm çalışmalarına da devam eden Çağdaş Suseven, imaj değişikliğini ve bilinmeyen özel hayatını ilk kez anlattı.

İşte o söyleşimiz:

18 yıl önce ‘Leyla’ şarkısı ile çıkış yaptığın imajını hatırlıyorum. Şimdi ise çok değişmişsin ve Cihan Ünal’a benzettim seni...

Herkes benzetiyor ve bende Cihan Ünal’ı çok severim. Sinema filmi için sakal bırakmıştım ve sakallı görüntüm beğenilince bu imajı değiştirmedim. Saçlarıma biraz takviye yaptım ama yüzüme asla estetik yaptırmadım. 43 yaşındayım. İlk çıktığımda 25 yaşındaydım ama şimdi daha genç göründüğümü söylüyorlar. Aşka veda ettiğimden beri çile yok huzur var, ondan sanırım.

“2015 YILINDA BOŞANDIM”

Aşka neden veda ettin?

2000 yılının Aralık ayından 2015 yılına kadar sürdü birlikteliğimiz. 2005 yılında evlendim ve 2015 yılında boşandım. Şu an 15 yaşında oğlum var. Ama eski eşimle hemen hemen her gün görüşüyoruz. Evliliğimiz bitti ama beraberliğimiz devam ediyor. Çünkü evladımız var ve biz her zaman hep birlikte olacağız.

İmaj değişikliğini ne zaman yaptın?

4 senedir böyleyim.

2 sene önce elektrik çarpması sonucu yandın. Bu yaşadığın talihsiz olayı kimse bilmiyor. Şimdi iyisin diğ mi?

Maalesef elektrik çarptı ve yandım ama çok şükür iyileştim.

Sahne çalışmalarına devam ediyorsun ama, o eski gazino dönemleri maalesef yok! Gazino hayatı neden bitmiş olabilir?

Gazino hayatını Bülent Ersoy bitirdi diyebiliriz. Zeki Müren'in ortalığı salladığı dönemlerden sonra geçirdiği kalp krizi, onu sahnelerden uzak bırakmıştı ve Bülent Ersoy bu dönemde Fahrettin Aslan sayesinde, inanılmaz bir çıkış yakaladı. Fakat zamanla Bülent Hanım’ın ünü o kadar arttı ki, çok paralar istemeye başladı. Zeki Müren bir gecede 1 alırken o 4 alıyordu. Hatta Zeki Bey bunu duyduğunda Muzaffer Özpınar’a “Gerçekten bu paraları alıyor mu?" diye sormuş ve evet paşam cevabını alınca, "Yazık bu işi de bitirecekler." demiş. Zeki Müren 70’li yılların sonunda geleceği görmüş. Daha sonraki yıllarda Bülent Ersoy da bunu onaylayarak "Bunda benim etkim çok büyüktür maalesef." demiş.

Sosyal medya paylaşımları ile gündemde olan meslektaşımız Yılmaz Morgül için düşüncelerin neler?

Komik!

Dr. Arif Şanlı Musiki Derneği Ataşehir Korosu’nun şefliğini yapıyorsun. Türk mûsikî tarihimizde ilk mûsikî cemiyeti olma özelliğini taşıyan, Dârülmûsikî-i Osmanî Cemiyeti’nden günümüze kadar geldiğimizde şimdiki derneklerin, cemiyetlerin ve koroların, Türk mûsikîsine olan katkısı nedir?

Çok yararı olan korolar var. Türk musikisinde bir şeyler yapmaya çalışan, müziği tanımaya çalışan, şarkı öğrenmeye çalışan, hobi olarak bunu düşünen, boş zamanını doldurmaya çalışan, arkadaşları ile kaynaşmaya çalışan, bu zihniyetteki birçok insanın bir araya gelmesi çok güzel bir şey. Hayatında hiç sahneye çıkmamış olan insanların bir şeyler öğrenerek, bir kaç ay sonra bir repertuar oluşturarak şarkı söylemesi bence çok güzel bir şey. İnsanların Türk musikisi ile haşır neşir olması çok güzel bir şey. Ama şeflik yapan kişilerinde tabii belli bir birikim sahibi, müziğe haiz, müziğe hizmet etmiş ve ciddi anlamda eğitim almış olması gerekiyor.

“ARTIK HERKES KORO KURAMAYACAK”

Şef olmaya lâyık olmayan kişiler bu işi yapıyor mu Türkiye’de?

Yapıyor. Bundan dolayı zaten şikâyet ediyorlar. Dernekler, Türk Musikisi Federasyonu adı altında belli bir çatı altında toplanacak. Artık herkes koro kuramayacak.

Çağdaş Suseven’in yeni projeleri var mı?

Türk sanat müziğinin biraz dışına çıkan bir çalışmam olacak. Eski alaturka şarkılar günümüzde bestelenmiş olsaydı, nasıl bir ritimle piyasaya çıkardı diye bir düşüncem var.

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: