Ordu içinde cinsel taciz skandalı: Genç askerin intiharı sistemi sorgulatıyor

İngiltere ordusunda yaşanan bir cinsel taciz skandalı, savunma mekanizmalarının ve askeri adalet sisteminin sorgulanmasına neden oldu. 19 yaşındaki Kraliyet Topçusu Jaysley Beck, üst rütbeli bir asker tarafından cinsel tacize uğradıktan sonra Aralık 2021'de intihar etti.

Taciz ve ardından gelen trajedi

Jaysley Beck, 16 yaşında orduya katıldıktan sonra umut dolu bir askeri kariyere başlamıştı. Ancak 2021 yılında Hampshire'daki Thorney Adası'nda bir eğitim tatbikatı sırasında Astsubay Michael Webber tarafından cinsel saldırıya uğradı. Webber'in kendisini taciz ettiğini ve öpmeye çalıştığını bildiren Beck, bu durumu hem üstlerine hem de komuta zincirindeki daha yüksek rütbeli bir subaya iki kez şikayet etti. Ancak genç askerin şikayetleri etkili bir şekilde ele alınmadı ve üst mercilere taşınması engellendi.

Soruşturmanın yetersizliği ve ordunun ihmali

Olayın ardından başlatılan soruşturmada ciddi eksiklikler olduğu ortaya çıktı. Soruşturmada, Beck'in şikayetinin polise bildirilmesi gerektiği ancak bunun yapılmamasının ordu politikasını ihlal ettiği vurgulandı. Genç askerin cinsel saldırıdan sonra o kadar korktuğu, güvenlik için arabasında uyuduğu belirtildi.

Ordu sözcüsü, Jaysley'nin soruşturmasının ardından yaptığı açıklamada, "Onu desteklemek ve korumak için çok daha fazlasını yapmalıydık" diyerek kurumsal başarısızlığı kabul etti.

İntihar ve ardından gelen itiraf

Beck, 15 Aralık 2021'de Wiltshire'daki Larkhill Kampı'nda asılı halde bulundu. Ölümünün ardından yapılan soruşturmada, Astsubay Michael Webber'in suçunu kabul ettiği ortaya çıktı. Hayatını kaybeden gencin annesi Leighann McCready, yaşadıkları travmayı şu sözlerle ifade etti:

"Michael Webber'in suçunu kabul etmesinden ve bizi daha fazla hukuki sürecin travmasına sokmamasından dolayı rahatladık, ancak hiçbir şey güzel kızımız Jaysley'nin yıkıcı kaybını telafi edemez. Bu suçun sorumluluğunun ortaya çıkmasının bu kadar uzun sürmesine inanmak zor."

Ordudaki kültürel sorunlar ve sistematik ihmaller

Beck'in vakası, İngiliz ordusundaki daha büyük kültürel sorunların sadece bir parçası. Soruşturma sırasında, düzinelerce kadın asker, "Fill Your Boots" sosyal medya hesabında deneyimlerini anlatarak ordudaki cinsiyetçi dil ve davranışların yaygınlığını ortaya koydu. Bu paylaşımlar, ordunun başını General Sir Roly Walker'ın "olup bitenlerden iğrendiğini" ifade etmesine neden oldu. Askeri Adalet Merkezi'nin kurucusu ve avukat Emma Norton, Savunma Bakanlığı'nın (MoD) kadınlar için koşulları iyileştirme sözlerine rağmen, istismarın devam ettiğinin açık olduğunu belirtti. Norton, "Bu şikayetlerin bağımsız olmayan ilgili hizmet tarafından yürütülmesi korkunç davranışların üzerinin örtülmesini engellemek için değiştirilmeli" dedi.

Ailenin tepkisi ve değişim çağrısı

Jaysley Beck'in kız kardeşi Emilli Beck, ordunun kadınlar için "güvenli bir alan olmadığını" söyledi ve bağımsız bir kuruluşun "en ciddi davraları ele alması" gerektiğini belirtti. Beck, "Kesinlikle bunu tavsiye etmem. Kadın askerler orduda tamamen inançlarını kaybetti" diye ekledi.

Coroner Nicholas Rheinberg, ordunun, Beck'in yaşadığı "korkunç" olaylara uygun şekilde müdahale etmemesinin genç askerin ölümüne "minimalden daha fazla" katkıda bulunduğuna hükmetti.

Ordudan özür ve reform sözü

Ordu personel hizmetleri grubu başkanı Tuğgeneral Melissa Emmett, Jaysley Beck'in ailesinden özür diledi ve ordu içinde "önemli değişiklikler" yapıldığını söyledi. Emmett, "Kabul edilemez cinsel davranışlara sıfır tolerans olduğunu belirten net ve kesin politikaların uygulanması" da dahil olmak üzere önlemler alındığını ifade etti. Ancak Beck'in ailesi, benzer olayların tekrarlanmaması için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini vurguluyor. Emilli Beck, "Ordu kültürünün değişmesi gerekiyor" diyerek ordudaki sistemik sorunlara dikkat çekti.

Jaysley Beck'in trajik hikayesi, askeri kurumlardaki cinsel taciz ve istismarın önlenmesi, bildirilmesi ve ele alınması için daha güçlü mekanizmalara duyulan acil ihtiyacın altını çiziyor. Olay, sadece bir askerin trajedisinden ziyade, tüm bir sistemin mağdurları korumadaki başarısızlığının sembolü haline geldi.