Yolculuk yapmayı çok severim…
Yol hikâyeleri biriktirmeyi de…
Çocukluğumdan beri arabayla seyahatlerimizde her yerde durur o yörenin, bölgenin nesi var nesi yok araştırır, insanlarla sohbet eder, onlardan çok şeyler öğrenirdik. Bir nevi aile geleneği benimki babamdan öğrendiğim. Bugün de 3 gün süren muhteşem Kapadokya seyahatimize veda edip yola çıktık ve Aksaray yönünde yolda hanlar gördük. Selçuklu Döneminde Sultan Alaeddin Keykubat Anadolu, İran ve Azerbaycan topraklarında 700 tane han yaptırmış. Buradaki iki han da onun yaptırdığı hanlar.
Bir tanesi kapalı şu an. Hatta daha birkaç gün önce hırsızlık yapılmış o handa!
Umarım değeri bilinir de bir an önce koruma altına alınıp restore edilir ve hizmete açılır. Diğeri ise faaliyette…
Öresin Hanı olarak geçiyor. Sevgili Cuma ağabeyim ve yeğenleri işletiyor .. İyi ki de Cuma ağabeyim gibi değerli, vizyon sahibi, vatansever bir insanın işletmesinde orası. Yolunuz Anadolu topraklarından geçerse muhakkak Eski İpekyolu Hanları’na uğrayın derim. Cuma ağabeyin de bir kahvesini için, hediyelik eşyalar alın, yemeğinizi yiyin.
Sıcacık, içi dolu sohbetler insanı insan eder!
Onlar hancı biz yolcu…
Haydi bakalım yolumuza devam.
Kim bilir daha ne hikâyeler katacağız anılarımıza…
* * * * *
Bir masal diyarında gibi…
Eski zamanlarda…
Bereketli toprakların mistik havasında…
Belki Kleopatra, belki Jan Dark, belki Hürrem, belki de isimsiz ama zamanın güçlü ve güzel kadınlarından biri…
Ya da belki Külkedisi… Ya da bir Amazon dişisi... Yahut Tomris Hatun... Belki de ruhumda barındırdığım hepsi… Hepsinden birer parça sanki…
Yüzyıllar öncesinden çıkıp gelmiş, bugüne ayak uyduran ama ruhu hala yüzyıllar öncesinde bir kadın! Güçlü!
Güzel!
Akıllı!
Ateş!
Güneş!
Su!
Hepsi!