Açıkçası benim asla unutmayacağım…
Bir yurttaş olarak affetmeyeceğim şeylerden biri, Kızılay'ın çadır ve kumanyayı para karşılığı satmış olmasıdır!
İlkokul yıllarından beri Kızılay’ın önemini öğrenmiş, milli ve insani duyguları harekete geçiren bir kurumun varlığına daha çocuk yaşlarda güvenmiş, okul çağında Kızılay kolu olmanın bile ne kadar gurur veren bir duygu olduğu bilinciyle yetişmiş bir insan olarak, asla kabul etmiyorum bu yaşatılanı!
Ve en acısı da hala o koltuklarda oturuyor olmalarını…
& & &
Bu fotoğrafa iyi bakın!
Fotoğraftaki kadınların hüznüne, kederine, çaresizliğe…
Ve bir de elimdeki pakete!
Başta emekçi ve depremzede ve ardından tüm kadınlarımızın günü bir gün değil her gündür elbet!
Gün sadece semboldür!
Kadın kimliğinin bile bu denli siyasallaştırıldığı bir coğrafyada kadın olmak zordur!
Çünkü bu coğrafyada kadına şiddet, tecavüz, cinayet o kadar normalleştirilmiştir ki…
Fakat biz kadınlar gücümüzün farkındayız!
Tüm kirli politikalara, söylemlere, haksızlıklara karşılık biz kadınlar dünyayı güzelleştiren, iyileştiren, renklendiren, çiçeklendiren, üreten, yetiştiren varlıklarız…
Kadın olmazsa yaşamın tüm dinamikleri durur!
Kadın yaşamın gülen yüzüdür!
Yapılan istatistiklerdeki veriler bile, işkence gören kadınların erkeklere oranla çok daha dayanıklı olduğunu işaret eder. Çünkü kadın dayanıklıdır, doğurgandır!
Ey kendini bilmez katil ruhlu, saygı yoksunu, gücü sadece kadına yeten erkek kimliği altındakiler; Sözüm sizedir!
O üçüncü bacağınıza sakın ola güvenmeyin!
Çünkü erkeklik orada değil cesur ve sevgi dolu bir yürekte, temiz bir beyindedir!
İşte bunu yakaladığınız an erkek değil adam olursunuz!
Bu sebepten biz ve bizim gibi coğrafyalarda kadınlar için kutlanan 8 Mart’ın anlamı yüksek bilinç, ahlak, eşitlik, adalet, sevgi, saygı, empati gibi değerlerin gerçek anlamda oluşmasıyla önem kazanacaktır.