Çok değerli okurlarım sağlık ve umut dileyerek yazıyorum sizlere; 90 yaşına kadar yaşayacağına inanan çok sevgili Billur Kalkavan, biricik hocam ve ilk büyük sunumum olan Altın Güvercin Şarkı Yarışması’nda çok kıymetli partnerim Halit Kıvanç, dublajın ustası, nefis sesi ve mükemmel yorumuyla Sungun Babacan, öldüğü zaman basının efsane cerrah diye andığı, dünya da belgeseli çekilen ilk Türk doktoru olan kardeşim Hakan Oruçkaptan, senin tanıdıkların, benim tanıdıklarım, hepimizin tanıdıkları ve en çok da onlar ve yaşadıkları hayatları, anları, düşündükleri, sevmeleri, nazik oluşları, hayatı keşfetmeye çalışmaları. Tıpkı benim şimdi bu yazıyı yazarken olduğum gibi, sen bu yazıyı okuyorsan tıpkı senin olduğun gibi oldukları. Bir kişi yazmıyorum, yazamıyorum çünkü o kadar çok gidiyoruz ki. Bedenimizde ruhu uzda kara delikler açılıyor kapanamayan. Ve hepimiz o kadar çok benziyoruz ki. Biz bugün yaşıyorsak gidenlerimizin dünkü halleriyiz. Onlar bizim yarın ki hallerimiz. Son beş senedir hep en yakınımızdakileri kaybetmeye başladım. Hep yaşayacağımıza inanırken hani...

Yo! Yo! İtiraz etmeyin hemen, elbette inanıyorsunuz bir gün öleceğinize, ama geçiştiriyoruz. Ve sonra bir gün kimimiz bilerek ama sessizce, kimimiz yine bilerek belki de acı İçinde ve yine de bilerek gidiyoruz. Ölümün şekli asıl cennet ve cehennem olabilir mesela. Son hep önemlidir. Bir murada eriştir, bir tahta çıkıştır, gökten üç elma düşüştür. Her insan iyidir ancak bazıları tuzaklara düşmüştür ve hep de yaşarken ceza kesilir. Hayat hediyesini de verir, öcünü de alır. Biz bunları hep biliriz. Yani oralarda buradaki eğitiminin sınav sonucuna göre değerlendirilirken dinlenirsin. Hani bir daha geleceksek ikmale kaldığımız derslerin hesabını yine başka evrende verebiliriz. Belki o zamana kadar Mars'ın çekirdeğini döndürürlerse. Ya da arşın bir yerinde yeni bir yaşam bulurlarsa o zaman eski olacak olan medeniyetler. Sevip anlayalım. Kurallara uyalım, zekâyı geliştirip aklı kullanalım, sol ve sağ eli kullanalım. Merhametli olmazsak, gıybet yaparsak, zor bırakırız bedeni ona göre, çünkü zamkla yapışmış gibidir derinle organlarına ruh, cayır cayır yanar sökülürken. Çok sevdiklerim ölünce önce öylece hayret ve hüzünle kalıyorum, inanamıyorum, deliriyorum, derken bütün bu yazdıklarımı ve daha buraya yazamadıklarımı düşünüyorum. Ama biliyorum çöp değiliz. Biz kocaman enerjileriz ve hep varız. Var olmaya devam edeceğiz. Küçücük sübyan bir kız çocuğuyken bunu biliyordum. "Müge olmayacağım yeniden ama ben diyeceğim bir daha" diyordum. Ve diyeceğiz ve diyorlar.

Sevgi ve saygımla hepimize istediğimiz kadar bir ömür dilesem de nasıl isteyeceğimizi bilmezsek eğer, doğruyu hayat biliyor, O biliyor!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.