Boşanma davalarında çocuğun velayetinin kime ait olacağı çok sorulan soruların başında gelmektedir.
Hatta maalesef zaman zaman ebeveynler çocuğun velayetini alma tehdidi ile diğer tarafa taleplerini kabul ettirmeye çalışırlar. Burada genel ilke özellikle küçük çocukların anne şefkatine ihtiyacı olduğu için velayetin annede olması yönünde olduğu düşünülür. Ancak aslında temel ilke bu olmayıp velayet konusunda “çocuğun üstün yararı”dır (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m.I; Türk Medeni Kanunu’nun 339/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m.4/b). Çocuğun üstün yararı belirlenirken de onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması hedeflenmektedir. Bu yüzden de genel olarak çocuğun annede kalmasına öncelik verilir. Peki, burada çocuğun görüşünün hiç mi önemi yoktur ya da varsa hangi yaşta olan bir çocuğun görüşüne itibar edilir sorusu çok sorulmaktadır. Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin çok yakın tarihli 28.6.2022 tarih, 2022/4523 E. nolu kararında henüz 5 yaşında olan bir çocuğun idrak çağında olduğu kabul edildi ve çocuğun görüşüne hali hazırda babasının yanında kalıyor olmasını da göz önüne alarak velayetin babasına verilmesine karar verildi. Bizim de katıldığımız ilgili Yargıtay kararında çocuğun da görüşüne itibar edilmesi, salt anne şefkatine çocuğun ihtiyaç duyduğuna itibar edilmemesi çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimi açısından çok yerinde bir karar olmuştur. Zira yaşadıkları ortamdan çok etkilenen çocuklarımızın görüşlerine önem verilmesi, onların hayatta başarılı birer birey olmasına çok katkı sağlayacaktır.